Skift CEO’su Rafat Ali, Gary Bowerman ve Hannah Pearson ile birlikte, Güneydoğu Asya’daki değişen seyahat dinamiklerini ve küresel siyasi gelişmelerin sektöre etkilerini değerlendirdi. Tartışmalar, yeni Trump dönemi tarifeleri ve bölgesel jeopolitik kaymalar ışığında bölge turizminin geleceğine dair önemli ipuçları sundu.


Çin ekonomisindeki zayıflamanın etkileri, bölgenin en büyük turizm kaynağı olan Çin’den gelen ziyaretçi sayısını tehdit ediyor. Bu durum, Güneydoğu Asya ülkeleri üzerinde ciddi baskılar oluşturuyor. Özellikle Vietnam, Çinli turistler için cazip bir destinasyon haline gelirken; Tayland ve Filipinler gibi ülkeler, olumsuz haberler ve artan jeopolitik gerilimler nedeniyle zorluklar yaşıyor.

Global düzeydeki ekonomik kriz ve ticaret savaşlarının da etkisiyle, uluslararası seyahat trendlerinde belirgin değişimler bekleniyor. Ancak bu etkilerin tam kapsamı henüz net değil. Öte yandan, bölgesel vize entegrasyonu çalışmaları —örneğin ortak bir ASEAN vizesi oluşturulması girişimleri—, ülkelerin siyasi irade eksikliği, ulusal çıkar çatışmaları ve turist rekabeti nedeniyle başarısız oldu.

Sohbette ayrıca Asya genelindeki turizm eğilimleri ve gelecekteki fırsatlar da ele alındı. Japonya, geleneksel şehirlerin ötesinde doğa turizmi ve kayak gibi alternatif destinasyonlarıyla güçlü bir büyüme sergiliyor ve “regeneratif turizm” (yenileyici turizm) konusunda öncülük ediyor. Güney Kore ise kültürel “soft power” kullanımıyla öne çıkıyor; K-pop ve Kore sineması, genç turistleri küresel ölçekte çekiyor ve Koreli gezginler Japonya’ya kıyasla daha çeşitli destinasyonları tercih ediyor.

Program, Mayıs ayında Bangkok’ta düzenlenecek olan Skift Asia Forumun ön izlemesi ile sona erdi. Forumda, bölgenin önde gelen turizm yöneticileri, Asya’da seyahatin geleceğini tartışmak üzere bir araya gelecek.

Kaynak: Skift