Editör
Büyükşehirlerde yaşanan taksi sorunu, yetersiz araç sayısı, yüksek talep, katı ücret tarifeleri ve düşük hizmet kalitesi nedeniyle kronik bir probleme dönüşürken, küresel mobilite platformu inDrive çözüm sunuyor. 46 ülkede faaliyet gösteren platform, taksiler ve yolcular arasında birebir işbirliği fırsatı sağlayarak kullanıcılarına seçim özgürlüğü ve güvenlik üzerinde daha fazla kontrol tanıyor.
“Kişiselleştirilebilir Seyahat İmkanı Tanıyoruz”
İstanbul’un yoğun nüfusuna uygun, topluluk odaklı bir platform oluşturmayı hedeflediklerini belirten inDrive Türkiye Yöneticisi Tolga Baran, platformun küresel başarısını şu sözlerle aktardı:
“11 yıl önce Yakutistan’da kurulan platformumuz, bugün 46 ülkede hizmet veriyor. Son iki yılda dünyanın en çok indirilen şehir seyahat uygulaması olduk. Türkiye’de ise İstanbul, Ankara ve İzmir’de faaliyet göstererek herkesin kişiselleştirilebilir seyahat imkânlarımızdan faydalanmasını sağlıyoruz.”
“Kullanıcılara Seçim Özgürlüğü Sunuyoruz”
Uygulamanın detaylarını paylaşan Tolga Baran, “Mevcut sistemler yolcuyu otomatik olarak bir sürücüyle eşleştirirken, biz yolcuların sürücüler arasında seçim yapmasına imkân tanıyoruz. Yolcular, sürücü puanı, uzaklığı ve sürücü yorumlarını değerlendirerek daha güvenli yolculuk edebiliyor. Ayrıca tahmini varış saatini, araç modelini seçme ve sürücülerin profil resmini görme imkânı sunuyoruz” dedi.
“Türkiye’deki Yasalar Pazarlığa İzin Vermiyor”
Türkiye’de hizmet yelpazesinin tam anlamıyla uygulanamadığını belirten Baran, “Diğer ülkelerde yolcular yolculuk fiyatı için pazarlık yapabiliyor. Ancak Türkiye’de yasalar resmi taksiler için buna müsaade etmiyor. Bu nedenle, yolcular ve sürücüler pazarlık yapmadan birbirlerini seçebilirken, taksimetre ücretine ek olarak bahşiş verebilmeleri için uygulamamızı yeniden tasarladık” ifadelerini kullandı.
Baran ayrıca, sürücülerin de yolcuları puan, alış ve varış noktalarına göre seçebildiğini, bu sistemin verimliliği artırdığını vurguladı. Sadece resmi taksi şoförlerinin platforma üye olabildiğini belirterek, faaliyet gösterdikleri ülkelerin yasalarına bağlı kaldıklarını ve yakın zamanda Türkiye’de lisans almak için yetkili kurumlarla görüştüklerini dile getirdi.
