Manavgat Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara, ilk kez düzenlenen “Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali”nin ardından festivalin doğuş süreci, elde edilen sonuçlar ve gelecek hedeflere ilişkin sorularımızı yanıtladı. Kara, halkın yoğun katılımından duyduğu memnuniyeti dile getirirken, Manavgat’ın 12 ay turizm potansiyeline dikkat çekti.

“Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali” bu yıl ilk kez düzenlendi. Yerel halkın yoğun katılımıyla gerçekleştirilen festival, hem tarihi hem de kültürel mirası yaşatmak adına büyük bir adım oldu. Festivalin yaratılma süreci ve hedefleri hakkında daha fazla bilgi almak için Manavgat Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara ile konuştuk. Kara, festivalin sadece bir etkinlik değil, aynı zamanda Manavgat’ın 12 ay boyunca cazip bir turizm destinasyonu olma yolunda attığı önemli bir adım olduğunu belirtti. Festivalin geleceği ve şehrin kültürel kalkınmasına olan katkıları hakkında da samimi açıklamalarda bulundu.

  • Festival fikri nasıl doğdu?

Manavgat yalnızca doğal güzellikleriyle değil, kültürel ve gastronomik mirasıyla da öne çıkan çok özel bir şehir. Side Mahallemizde Girit göçmeni yurttaşlarımızın yoğun olarak yaşıyor olması, tarih boyunca iki kültürün iç içe geçmesine neden oldu. Bu da Side’ye güçlü bir kültürel kimlik kazandırdı. “Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali” fikri, bu zengin mirası yaşatmak, hemşehrilik bağlarını kuvvetlendirmek ve gastronomi turizmi aracılığıyla Manavgat’ı yılın 12 ayı cazip bir destinasyon haline getirmek amacıyla doğdu.

  • Sizi en çok heyecanlandıran bölüm neydi?

Festivalin gerçekten halkla buluştuğunu görmek beni en çok heyecanlandıran şey oldu. Stant alanlarımızı yerel odalara, kadın kooperatiflerine ve üreticilerimize açtık. Çok yoğun talep aldık. Belki de ilk kez bir kültür ve gastronomi festivali bu denli tabana yayıldı. Kadınlarımızın kendi üretimlerini tanıttığı, yerel lezzetlerin sahipleri tarafından sunulduğu sahici bir atmosfer oluştu.

  • İlk yıl için beklentiler karşılandı mı?

İlk yıl olmasına rağmen halkımızdan ve ziyaretçilerimizden çok olumlu geri dönüşler aldık. Katılım oldukça yoğundu. Yerli ve yabancı misafirlerimiz bu tarz bir kültürel buluşmayı özlediklerini söylediler. Şehir dışından gelen akademisyenler, sanatçılar ve tanınmış isimleri ağırladık. Bu ilgi doğru bir adım attığımızı gösterdi. Her yıl üzerine koyarak festivalimizi daha da genişleteceğiz.

  • Festivalin geleceği için nasıl bir yol haritası çizdiniz?

Amacımız, bu festivali her yıl aynı dönemde düzenleyerek ulusal ve uluslararası gastronomi takvimine Side’yi sabitlemek. Kültürel içerikleri geliştirerek festivalin hem yenilenen hem de kimliğini koruyan bir yapıya kavuşmasını istiyoruz. Akademik sempozyumlar, sanat etkinlikleri ve gastronomi atölyeleriyle programı zenginleştirmeyi hedefliyoruz. Ayrıca Hanya Belediyesi ile kardeş şehir olmak üzere çalışmalar başlattık, Akdeniz’in diğer kentleriyle de ortak etkinlikler planlıyoruz.

  • Belediye olarak Side’nin tarihsel mirasını nasıl koruyorsunuz?

Kent estetiğini bozan unsurları ortadan kaldırıyor, tarihi dokuyu koruyacak projelere önem veriyoruz. Arkeolojik alanlarla ilgili kurumlarla iş birliği içinde çalışıyor, restorasyon projelerine destek sağlıyoruz. Dijital medya, ulusal basın ve turizm fuarlarında Side’yi sadece yaz değil, tarih ve kültür turizmiyle de tanıtıyoruz.

  • Görev süreniz boyunca Manavgat turizmi için neler yaptınız?

Manavgat’ın dört mevsim turizm potansiyelini değerlendirmek üzere tematik festivaller başlattık. Zeytin ve Zeytinyağı Festivali ile Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali bu çabaların bir parçası. EMITT Fuarı, Türkiye-Almanya Kardeş Şehirler Zirvesi gibi organizasyonlarla Manavgat’ı dünyaya tanıttık. Tazı Kanyonu’nu çevre düzenlemeleriyle halkımıza kazandırdık. Ayrıca yerel ürünlerin markalaşması için üreticilerle iş birliği içindeyiz.

  • Yabancı turist profilindeki değişimi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sadece deniz-kum-güneş değil, deneyim odaklı kültürel ve gastronomik turizme ilgi artıyor. Uzak Doğu pazarını da şehrimize çekmek istiyoruz. Uluslararası festivallerde Manavgat susamının Japon mutfağında bile kullanıldığını öğrendik. Bu da bizim için değerli bir veri. “Rotamız Manavgat” projesiyle yörük yollarını haritalandırıyor, doğa yürüyüşü, dağ bisikleti ve dağcılık parkurları oluşturuyoruz.

  • Yerel halkı turizme dahil etmek adına nasıl bir yol izliyorsunuz?

Hemşehrilerimizi sadece izleyici değil, aktif katılımcı olarak görüyoruz. Kadın kooperatifleri, yerel üreticiler, aşçılar ve sanatçılarla çalışıyoruz. Festival stantlarında kendi ürünlerini sunma imkânı tanıyarak ekonomik faydayı yerelde kalıcı kılıyoruz. Yerel kalkınmayı turizmin temel dinamiği olarak görüyoruz.

  • Yeni iş birlikleri ve projeler yolda mı?

Evet, hem ulusal düzeyde bakanlıklarla hem de uluslararası platformlarda iş birlikleri kurmak için temaslarımız sürüyor. Hanya Belediyesi’yle kardeş şehir olma sürecimiz bu kapsamda devam ediyor. Amacımız Manavgat’ı 12 ay yaşayan güçlü bir turizm markası haline getirmek.