
Sağlık Ajans’ın kurucu ortağı ve genel müdürü Onur Aksakaloğlu, sağlık turizminin dijital pazarlama stratejileri ve etik sağlık iletişimi üzerine sorularımızı yanıtladı.
Sağlık turizmi, Türkiye’nin küresel rekabet gücünü artıran en önemli sektörlerden biri haline geldi. Üstün hekim kalitesi, modern sağlık altyapısı ve rekabetçi fiyat politikaları sayesinde Türkiye, sağlık hizmetlerinde uluslararası arenada güçlü bir konuma sahip. Ancak dijital dönüşüm, bu gücün sürdürülebilirliği açısından kritik bir rol oynuyor.
Sağlık Ajans’ın kurucu ortağı ve genel müdürü Onur Aksakaloğlu, sağlık turizminin dijital pazarlama stratejileri, etik sağlık iletişimi ve sürdürülebilir büyüme üzerine kapsamlı görüşlerini paylaştı. Dijital hasta deneyiminden metaverse teknolojilerine, influencer pazarlamasından etik kurallara kadar geniş bir perspektifle sağlık turizminin geleceğini değerlendiren Aksakaloğlu, sektörün dijital vitrinini nasıl güçlendirebileceğine dair önemli ipuçları veriyor.
- Türkiye, sağlık turizmi alanında önemli bir destinasyon haline geldi. Sizce Türkiye’nin sağlık turizminde küresel rekabet gücünü artırması için hangi adımlar atılmalı?
Türkiye’nin sahip olduğu hekim kalitesi, modern sağlık altyapısı ve ulaşılabilir fiyat politikası zaten onu globalde güçlü bir oyuncu haline getiriyor. Ancak küresel rekabette kalıcı olmak için bu gücün dijital vitrine doğru yansıması şart. Uluslararası içerik üretimi, lokal dilde iletişim, dijital hasta deneyimi optimizasyonu ve güven veren şeffaflık politikaları, artık sadece fark yaratmak için değil, var olmak için gerekli. Aynı zamanda kamu-özel sektör iş birliği ile dijital sağlık markalaşması ve etik standartlar üzerine kurgulanan ortak stratejiler geliştirilmeli.
- Sağlık kuruluşları, dijital pazarlama stratejilerini geliştirirken en çok hangi hataları yapıyor? Daha etkili bir pazarlama için nelere dikkat edilmesi gerekiyor?
En sık yapılan hata, dijital görünürlüğün yalnızca sosyal medya reklamlarıyla sağlanabileceğini düşünmek. Oysa dijital pazarlama; kullanıcı deneyimi, SEO, içerik derinliği, video anlatım gücü ve stratejik planlama gibi çok katmanlı bir yapı. Bir diğer kritik hata ise hedef kitleyi tanımadan iletişim dili belirlemek. Etkili pazarlama için, önce hedef ülkenin kültürünü, arama davranışlarını, dijital platform tercihini anlamak ve tüm stratejiyi buna göre kurgulamak gerekir.
- Sağlık Ajans olarak sağlık turizmi ve dijital pazarlama alanında sunduğunuz çözümler nelerdir? Sağlık kuruluşları için nasıl bir strateji öneriyorsunuz?
Sağlık Ajans olarak dijital sağlık pazarlamasına bütünsel bakıyoruz. Kurumun uzmanlık alanından başlayarak içerik stratejisini, hedef ülkelere göre lokalize ediyor; SEO, sosyal medya, dijital reklamcılık ve video içerik üretimini içeren bir sistem kuruyoruz. Sağlık turizmi özelinde ise hasta yolculuğunun her adımına temas eden; güven odaklı, etik temelli ve şeffaf bir dijital kurgu öneriyoruz. Her kurumun yapısına, hedef kitlesine ve uzmanlık alanına göre esnek ama sağlam bir strateji inşa ediyoruz.
- 2025 ve sonrasında sağlık turizmi pazarlamasında öne çıkan en büyük trendler neler olacak?
Yapay zekâ destekli kişiselleştirilmiş pazarlama, video odaklı içerik stratejileri, hedef ülkelere özel mikro kampanyalar ve hasta deneyimi odaklı dijital sistemler öne çıkacak. Ayrıca sağlık kuruluşlarının sadece tedavi sunan değil, “güvenilir bilgi sağlayan” kaynaklar olarak konumlanmaları da trend değil, zorunluluk haline gelecek. Artık dijital pazarlama sadece “dikkat çekmek” değil, “güven kazandırmak” üzerine kurulu olmalı.
- Metaverse ve sanal gerçeklik teknolojilerinin sağlık turizmi pazarlamasında nasıl bir rol oynayacağını düşünüyorsunuz? Bu teknolojilerin hasta deneyimi üzerindeki etkileri neler olabilir?
Metaverse ve VR teknolojileri, özellikle ilk temas anını dönüştürme potansiyeline sahip. Klinik sanal turları, işlem simülasyonları, doktorla sanal ön görüşmeler gibi alanlarda hasta karar süreçlerini kolaylaştırabilir. Bu teknolojiler, hasta deneyimini soyut bir karar sürecinden çıkarıp somut bir hisse dönüştürerek güven duygusunu artırabilir. Ancak her yenilik gibi bu da doğru strateji ve etik sınırlar içinde uygulanmalı.
- Influencer pazarlaması ve hasta deneyimlerini içeren kullanıcı içeriklerinin sağlık turizmi için nasıl bir değeri var? Bu konuda etik sınırlar nasıl korunmalı?
İçerik üreticileri ve danışan deneyimlerinin dijital etkisi yadsınamaz. Ancak burada en hassas konu, güvenlik ve etik sınırlar. Sağlık gibi kişisel bir alanda, deneyimlerin izinsiz kullanımı ya da manipülatif içerikler hem kuruma zarar verir hem danışan haklarını ihlal eder. Sağlık kuruluşları bu alanda, iş birliği yaptığı kişileri doğru seçmeli; bilgi güvenliğini, şeffaflığı ve mesleki etik kuralları ihmal etmeden içerik üretimini planlamalı.
- Gerçek hasta yorumları ile manipülatif yorumları ayırt etmek mümkün mü? Google’ın bu konuda yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Gerçek yorumları manipülatif olanlardan ayırmak hem kullanıcı hem platform açısından zorlayıcı bir süreç. Google, algoritmalarla bunu ayıklamaya çalışsa da sistem kusursuz değil. Yorumların tamamen devre dışı bırakılması ise kullanıcı için karar vermeyi zorlaştırırken, kurumsal itibar yönetimi açısından da riskli bir boşluk yaratıyor. O nedenle çözüm, yorumun varlığı değil; yorumun yanında yer alan yetkili bilgi ve kurumsal anlatım gücü olmalı.
- Reklam Kurulu’nun Google yorumlarına yönelik aldığı “durdurma” kararı, sağlık sektörünü nasıl etkileyecek?
Bu karar, dijital pazarlamanın pasif vitrin döneminden, aktif strateji dönemine geçtiğini gösteriyor. Sadece “yorum alarak” değil, içerik üreterek, uzmanlığı şeffaf şekilde aktararak marka güveni inşa etme dönemi başladı. Yorumlara dayalı itibar inşasının yetersizliği ortaya çıktı diyebiliriz. Bu durum, kurumsal dijital altyapı ve içerik üretimi konusunda daha fazla sorumluluk ve farkındalık gerektiriyor.
- Bu kararın hasta güveni ve hasta deneyimi üzerindeki etkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kullanıcı yorumları, bir nevi dijital referans işlevi görüyordu. Bunun kaybı, özellikle sağlık turizminde ilk temasta kararsızlık yaratabilir. Ancak bu eksikliği, kurumların doğru içerik stratejileriyle, vaka anlatımlarıyla ve uzman içerik üretimiyle telafi etmesi mümkün. Aslında bu karar, sadece hasta değil, kurumun da daha bilinçli davranmasını sağlayacak bir kırılma noktası olabilir.
- Sağlık kuruluşları ve hekimler, bu karardan olumsuz etkilenmemek için ne gibi önlemler almalı?
İlk adım: Dijital stratejilerini yorumlara yaslamaktan vazgeçmeleri. Web siteleri, blog içerikleri, videolu anlatımlar, sosyal medya eğitim serileri gibi aktif bilgi üretimi alanlarına yatırım yapılmalı. Hekimler de kişisel marka yönetimi konusunda daha bilinçli adımlar atmalı; bilgi aktarımı üzerinden itibar inşa etmeye yönelmeli. Görünürlüğü sürdürülebilir kılan artık yorum değil, anlatımdır.
- Sürdürülebilirlik ve etik sağlık turizmi kavramları hakkında ne düşünüyorsunuz? Klinikler ve sağlık kuruluşları bu konulara nasıl adapte olmalı?
Sağlık turizmi sadece bir ticari faaliyet değil, bir güven zinciri. Sürdürülebilirlik; dijitalde görünür olmanın ötesinde, sağlık hizmetinin her aşamasında tutarlılık gösterebilmektir. Etik ise bu tutarlılığın temelidir. Kurumların kısa vadeli kazanç yerine uzun vadeli güvene yatırım yapmaları, her paydaşla şeffaf ilişki kurmaları ve iletişimde manipülatif değil bilgilendirici bir dil kullanmaları bu adaptasyonun temel taşıdır.
Onur Aksakaloğlu hakkında:
Sağlık Ajans’ın kurucu ortağı ve genel müdürü olan Onur Aksakaloğlu, uzun yıllardır sağlık iletişimi alanında çalışan deneyimli bir stratejisttir. Medikal editörlük ve içerik direktörlüğü ile başlayan kariyer yolculuğunda, birçok sağlık kurumuna iletişim danışmanlığı yapmış; sektörde içerik odaklı, etik temelli ve sürdürülebilir pazarlama yaklaşımlarını savunmuştur. Bugün, dijital çağın dinamiklerine uygun çözümler üreten yeni nesil dijital sağlık pazarlaması ajansı Sağlık Ajans çatısı altında, sağlık kuruluşlarının dijital görünürlüklerini güçlendirmelerine ve itibarlı bir iletişim dili kurmalarına destek vermektedir.